تورک بالاسی TÜRK BALASI

TÜRK DÜNYASI UŞAQ ƏDƏBİYYATI

Edige Destanı

+0 BƏYƏN

Edige Destanı

Dr. Aziz Sütbaş

Bır yarlı koyşu kırda koyların bağıp yurğende, munnıng aldına adamdıng bas süyeğı ras keledı. Koyşu bas suyektı tayağıman avdarıp karaydı. Karasa: bastıng magnayına bır zatlar yazılgan. Koyşu okup yazıp bılmeydı. Bas suyektı tayakka kıyğıstıp, üyge kaytatta, avılda okıp bılgen bırevge korsetedı. Okup karasalar: Men ölmey turup san mıng adam ölturgenmen, ölğennen song kırk adam öltureremen dep yazılgan eken. Koyşu buğa seyırsınedı. Bas suyektı uyune akeledı. Aruv etıp şökışpen suyektı uvatkılaydı. Song yumusak etıp termenmen tartatta, bır şıberekke tuyup, pışesıne yıydırmaga beredı. Pışesıne ne zat ekenın, bu un kaydan şıkkanın aytadı.
 
Koyşu koyların bakpağa ketkende, koyşulardıng kızı şıberektı şeşıp karaydı. Karasa: ak un. Kız tılımen yalap karaytta yutadı. Dam dum yok bolsa da sol unnan avur ayaklı boladı. Zamanı yetıp kızdan bır ul bala tuvadı. Ol da tez ösıp asıl boladı. Munnı Barkaya dep ataydılar. Bu bek akıllı yitik bala boladı. Süytıp yaşap turğanda, sol yurttın hanı tüs köredı eken.
 
Han üken argımak at pan baryatkanda, munı kırk iyt ekı bölınıp, hannın on yağınnan da sol yağınnan da sermep, attan yulkıp tüsırıp, talayak boladılar eken. Han sosı tüsın vezırlerıne yorıtayak boladı. Vezırlerıde bır zatta aytıp bolmaydılar.
 
Sonda han yurtına habar yayadı: Menım tüsım dı tüz yoruğan adamğa ne süyse sonu beremen dep. Bır adam da yorıp bolmaydı. Sol habar Barkayağa da yetedı. Bala keledı hanga tüsıngdı men yorıyım dep.“Yorı” deydı han.
 
Barkaya aytadı hanga: Senıng kırk vezırıng bar. Sol kırk vezırıng ekı bölınıp, yırmısar bolıp, senıng hatınıng man bılısıp, hatınınga senı öltırtıp, Senı tahttan tusurup, baska han salayak boladılar. Yırma vezırıng senıng ornınga bır adam dı salayak boladı. Ana yırmısı baska adamdı.
 
”Sen yalan aytasıng ıytten tuvgan bala!” deydı han aşuvlanıp. ”Senı men bu saat askakka astırarman”.
 
”İnanmasang keşe karavıl sal. Tun ortası ava vazırlerıng hatınınga kelgenlerın körersıng” deydi Barkaya.
 
İnanmasa da han, karavıl saladı. Karasalar, kırk vezırı de tun ortası ava hannın hatınına kelıp, handı kaytıp öltıreyeklerın, em kım dı han etıp salayakların söylesedıler. Sonda han kırk vezırın de askakka asıp ölturedi. Mıne sosı kırk vezır edı bayağı bas suyektıng manglayına ‘ölgennen song kırk adam öltırermen’ dep yazılğanı.
 
Han Barkaya dı özümen kaldırıp vezır eteyek boladı. Bolsa da Barkaya inanmay, Ana Edıl suvı boyuna ketıp, angşılık, balıkşılık pan geşınıp baslaydı. Barkaya ösüp, üken adam boladı. Ol köbısınşe angşılık etıp yurgen. Sonıng uşun halkka bek köp kosılgan yok. Keşe-kündüz ağaşlıkta, suv yağada yürğennen sebep Barkaya dıng savlay kevdesıng tük baskan, basına uzın şaş bıtken., sakalısav kökıreğın yabatağan bolgan. Özü kolaysız mazallı, kuvatlı bolgan. Barkaya ga halk ‘Baba-Tukles Şaşlı Azız’ dep at takkan.
 
Bır kere Barkaya, söleğı Baba tukles şaşlı Azız, sekerlı kölde, tang ses berğen zamanda yılım man balık ıslap turğanda, köldıng yağasına toğız ak-kuv kelıp konadı. Konsa konsın, bırden kanatların kağıp yıberdılertte, ak-kuv kıyımlerın taslap, toğızı da ışken suvı tamağınnan körınğen, yüzıktey kızlar boladılar. Barkaya bulardı körıp, akırın yağağa şığadı em yasırınıp bularğa yuvık keledı. A toğız kız aruvlıklerınde asap yok, akkuv kıyımlerın köldıng yağasına kaldırıp, özlerı kölğe kırıp, suvğa tusıp baslaydılar.
 
Barakaya kızlardıng bırevıne bek aşık boladı em akırın, bıldırmey sol kızdıng, ak-kuv kıyımın urlaydı. Kızlar suvaga tüsüp bolıp şığıp kıyınıp baslasa, bır kızdıng kıyımı yok. Ne etsınler, seğızı kıyınıp kaytara ak-kuv bolıp, uşup ketedı. Bırevı yılay-yılay kaladı. Sonda kamıstıng ışınnen Barkaya şığadı. Barkaya aytadı kızğa: “ Men sağa aşık boldım. Sen ketseng, men kayğıdan öleyekpen. Senıng kıyımıng mende. Men sağa kıyımıngdı kaytarayım, tek sen menım hatınım bolsang”. Kızğa amal yok, kız aytadı: “Aruv, men senıng hatının bolayım, tek sen yumada bır kere kıyımımdı berıp, öz aptelerıme, barıp kelmeğe ızın berersıng”. “Yahş” deydı Barkaya. Bular yaşay beredı. Barakaya balık ıslaydı, kıyık uradı. Hatını olardı keptıredı. Bır hıylı zaman ketken song, hatın avır ayaklı boladı. Bır kere Barkaya balık avlap üyğe kaytsa, hatını yok. Kostıng ışınde bır bala yılaydı. Şavıp barıp karasa yangı tuvgan er bala yatır. Barkaya hatının ızleydı, şakıradı yok. Song barıp akkuv kıyımın yasırgan yerın barıp karaydı. Karasa, akkuv kıyımı de yok. Sol zamanda Barkaya akkuv kızdıng kötere ketkenın anglaydı. Amal yok, Barkaya baladı alatta avılğa kaytadı. Balağa KutlıKaya dep at beredı. KutlıKaya kışkeyınnen baslap atasıman bırğe anga yurıp baslaydı. Anga bek usta boladı. Böten de angşılık kuslarına bek usta.
 
Yas üken bolğanda angşı kus sunkarların üyretıp baslaydı. Munıng sunkar kuslarınday alğır kus bır bır yerden de tabılmaydı. Sol KutlıKaya yaşağan yurttıng hanı Toktamıs ta angşı sunkarlardı bek süyedı eken. Toktamıs ta KutlıKayadıng ustalığın esıtıp, onı özıne kusşı etıp aladı.

 
TÜRKÇE
 
Bir fakir koyun çobanı kırda koyunlarını güderken, bunun önüne insan kafa tası rast geliyor. Koyun çobanı kafa tasını sopası ile çevirip bakıyor. Baksa: Başın alnına bir şeyler yazılmış. Koyun çobanı okuma yazma bilmiyor. Kafa tasını sopaya takıp, eve dönerek, köyde okuma yazma bilen birine gösteriyor. Okuyup baksalar: Ben ölmeden sayısı bin adam öldürmüşüm, öldükten sonra kırk adam öldürürüm diye yazılı imiş. Koyun çobanı buna şaşırıyor. Kafa tasını evinine getiriyor. İyice çekiçle kemiği eziyor. Sonra yumuşakça değirmende öğütüyor, bir beze bağlayıp, karısına saklatmaya veriyor. Karısına ne olduğunu, bu unun nerden çıktığını söylüyor.
 
Koyun çobanı koyunlarını gütmeye gittiğinde, koyun çobanlarının kızı bezi çözüp bakıyor. Baksa: ak un. Kız diliyle yalayıp bakarak yutuyor. Tat mat yok olsa da o undan hamile kalıyor. Zamanı gelip kızdan bir oğlan doğuyor. O da tez büyüyüp erişkin oluyor. Bunu Barkaya diye adlandırıyorlar. Bu pek akıllı yetişkin çocuk oluyor. Böyle yaşayıp dururken, o yurdun hanı rüya görüyormuş.
 
Han büyük erkek at ile giderken, bunu kırk köpek iki bölünüp, hanın sağ tarafından da sol tarafından da çekiştirip, attan yolup düşürüp, parçalayacak oluyorlarmış. Han bu rüyasını vezirlerine yorumlatmak istiyor. Vezirleri de bir şey söylemiyorlar.
 
Sonunda han yurduna haber salıyor: Benim rüyamı düzgün yorumlayan adama neyi seviyorsa onu veririm diye. Bir kimse de yorumlayamıyor. Bu haber Barkaya ya da yetiyor. Çocuk geliyor han a rüyanı ben yorumlayım diye. Yorumla diyor han.
 
Barkaya diyor ki han a: Senin kırk vezirin var. Bu kırk vezirin iki bölünüp, yirmişer olup, senin karın ile anlaşıp, karına seni öldürtüp, seni tahttan indirip, başka han koymak istiyorlar. Yirmi vezirin senin yatağına bir adam ı koymak istiyor. Diğer yirmisi başka adamı.
 
İnanmasan gece nöbetçi koy. Gece geçe yarısı vakitte vezirlerin karına geldiğini görürsün diyor Barkaya.
 
İnanmasa da han, nöbetçi koyuyor. Baksalar, kırk veziri de gece yarsı vakitte hanın karısına gelip, hanı nasıl öldüreceklerini, hem de kimi han yapacaklarını konuşuyorlar. Sonunda han kırk vezirini de darağacına asıp öldürüyor. İşte bu kırk vezir idi açıkça kafa tasının alnına öldükten sonra kırk adam öldürürüm diye yazılması.
 
Han Barkaya yı kendisi ile kaldırıp vezir yapmak istiyor. İstese de Barkaya inanmayarak, Ana İdil Nehri boyuna gidip, avcılık, balıkçılık ile geçinip başlıyor. Barkaya büyüyüp, büyük adam oluyor. O çoğunlukla avcılık yapıp gezmiş. Bu nedenle halka pek karışmamış. Gece-gündüz ormanda, nehir boyunda gezdiğinden Barkaya nın tüm gövdesini tüy basmış, başına uzun saç bitmiş, sakalı tüm göğsünü örter olmuş. Kendisi zorlu, güçlü, kuvvetli olmuş. Barkaya ya halk Baba-Tüylü Saçlı Aziz diye ad takmış.
 
Bir defasında Barkaya, sözde Baba Tüylü Saçlı Aziz, tatlı gölde, tan ağardığı zamanda olta ile balık tutup dururken, gölün kenarına dokuz ak-kuğu gelip konuyor. Konsa konsun, birden kanatların çırpıp bırakıyorlar da, ak-kuğu elbiselerini bırakıp, dokuzu da içtiği su damağından görünen, yüzük gibi kızlar oluyorlar. Barkaya bunları görüp, yavaşça kenara çıkıyor hem gizlenip bunlara yaklaşıyor. Bu dokuz kızın güzelliklerine hesap yok, ak kuğu elbiselerini gölün kenarına bırakıp, kendileri göle girip, Yüzmeye başlıyorlar.
 
Barakaya kızların birine pek aşık oluyor hem yavaşça, bildirmeden bu kızın, ak-kuğu elbiselerini çalıyor. Kızlar yüzmeyi bitirip çıkıp giyinip başlasalar, bir kızın elbisesi yok. Ne yapsınlar, sekizi giyinip tekrar ak-kuğu olup, uçup gidiyorlar. Birisi ağlaya-ağlaya kalıyor. Sonunda kamışlığın içinden Barkaya çıkıyor. Barkaya diyor ki kıza: Ben sana aşık oldum. Sen gidersen, ben kaygıdan öleceğim. Senin elbiselerin bende. Ben sana elbiselerini vereyim, tek sen benim karım olursan. Kıza çare yok, kız diyor ki: Peki, ben senin karın olayım tek sen haftada bir kere elbiselerimi verip, öz ablalarıma, varıp gelmeye izin verirsin. İyi diyor Barkaya. Bunlar yaşayıp gidiyor. Barakaya balık tutuyor, geyik vuruyor. Karısı onları kurutuyor. Bir hayli zaman geçtik ten sonra, Kadın Hamile kalıyor. Bir defasında Barkaya balık avlayıp eve dönse, karısı yok. birikintinin içinde bir çocuk ağlıyor. Koşup varıp baksa yeni doğmuş erkek çocuk yatıyor. Barkaya karısını arıyor, çağırıyor yok. Sonra varıp ak kuğu elbiselerini gizlediği yerine varıp bakıyor. Baksa, ak kuğu elbisesi de yok. O zamanda Barkaya ak kuğu kızın tamamen gittiğini anlıyor. Çare yok, Barkaya çocuğu alıyor köye dönüyor. Çocuğa Kutlu Kaya diye ad veriyor. Kutlu Kaya küçüklükten başlayıp babası ile birlikte ava çıkıp başlıyor. Ava pek usta oluyor. Özellikle de avcı kuşlarına pek usta.
 
Genç büyüdüğünde avcı kuş yavrularını eğitmeye başlıyor. Bunun yavru kuşları gibi alımlı kuş hiçbir yerden bulunmuyor. Bu Kutlu Kaya nın yaşadığı yurdun hanı Toktamış ta avcı kuşları pek seviyormuş. Toktamış ta Kutlu Kaya nın ustalığını duyup, onu kendine kuşçu olarak alıyor.


BÖLÜM: Dəstan,