تورک بالاسی TÜRK BALASI

TÜRK DÜNYASI UŞAQ ƏDƏBİYYATI

Yoksul İle Zengin Masalı

+0 BƏYƏN

Yoksul İle Zengin Masalı

Çok eski zamanlarda, yoksul bir kundura tamircisi yaşarmış. Fazla para kazanamazmış. Ama yine de yaptığı işi çok severmiş. Sabah erkenden dükkanına gider, neşe içinde çalışmaya başlarmış. Dükkana ayakkabı yaptırmaya gelenler, onun bu haline hayran kalırlarmış.

-  Nasıl oluyor da bu kadar mutlu olabiliyorsunuz, diye ona sorarlarmış.

Tamirci de onlara her zaman,

-  Ben işimi çok seviyorum, diye cevap verirmiş.

Tamirci, işini çok sevdiği için çok da güzel yaparmış. Herkes onun yaptığı ayakkabıları çok beğenirmiş. Bir gün, sabah erkenden tamirci yine dükkanına gelmiş. Çekicini almış eline ” tak tuk” başlamış ayakkabıları tamir etmeye. Bir yandan da şarkılar söylüyormuş.

Tamircinin zengin komşusu bu sesleri duyunca uyanmış. Pencereden başını uzatıp seslenmiş:

-  Heeey, komşu! Sabah sabah bu ne gürültü! Sen neden erken kalktın? Bu saatte hiç çalışılır mı? Ben uyumak istiyorum. Yaptığın gürültü yetmiyormuş gibi bir de şarkı söylüyorsun, demiş.

Tamirci:

-  Ama erkenden kalkıp çalışmaya başlamak çok güzel. Keşke siz de erken kalksanız da çalışsanız, diye cevap vermiş.

Zengin adam sinirlenip pencereyi kapatmış. Yeniden uyumaya çalışmış. Fakat ne kadar istediyse de uyuyamamış. Şarkı söyleyen komşusunun sesi sürekli kulağına geliyormuş. Onun nasıl bu kadar mutlu olduğuna şaşırıyormuş. Yatağında dönüp dururken;

-  Benim bu kadar çok param var. Ama mutlu olamıyorum. Komşum ise yoksul olduğu halde çok mutlu. Sabahın erken saatinde bile şarkı söyleyebiliyor, diye düşünmüş.

Zengin adam o günden sonra ayakkabı tamircisini pencereden izlemeye başlamış. Tamirci, müşterilerini her zaman güler yüzle karşılıyormuş. Yüzünden gülümseme hiç eksik olmuyormuş. Zengin adam, onun bu mutluluğuna hayran kalmış. Bir gün tamirciyi evine çağırmak istemiş.

Tamirci bu daveti kabul edip zengin adamın evine gitmiş. Zengin adam her zamanki gibi mutsuz görünüyormuş. Daha tamirci gelir gelmez ona:

-  Çok merak ettim. Ben çok zenginim. Sen ise çok yoksulsun. Nasıl bu kadar mutlu olabiliyorsun, diye sormuş.

Yoksul tamirci:

- Çünkü ben işimi severek yapıyorum, diye cevap vermiş.

Zengin Adam:

- Yaa, demek öyle, bense mutlu olmayı bir türlü başaramadım, demiş.

Sonra tamirciye, içinde yüz tane altın olan bir kese getirmiş.

- Şu yüz altını al da harca. Sen bunu hak ediyorsun, diyerek altınla dolu keseyi tamirciye uzatmış.

Tamirci buna hem şaşırmış hem de sevinmiş. Altınları alarak eve gitmiş.

Ama daha yoldayken, ” Şimdi bu altınları ben nerede saklayacağım? Onları hırsızlardan nasıl koruyacağım?” diye düşünmeye başlamış.

Tamirci, altınları eve götürüp bir yere saklamış. O gece sabaha kadar doğru dürüst uyuyamamış. ” Ya hırsız gelirse, bu altınları götürürse.” diye düşünüp durmuş. Sonra uykuya dalmış. Uyandığında neredeyse öğle olacakmış.

Kendi kendine:

-  İşe hiç bu kadar geç kalmamıştım, demiş.

Apar topar dükkanına gitmiş. Hem uykusuz hem de mutsuzmuş. Bütün gün altınlarını nasıl saklayacağını düşünmüş. Bu yüzden yaptığı işi de güzel yapamamış. Günler böyle geçmiş. Artık tamirci hiç neşeli görünmüyormuş. Hep yüzü asıkmış. Şarkı da söylemiyormuş. Altınları nereye sakladıysa da tamircinin içi rahat etmemiş. Günleri hep sıkıntı içinde geçmiş. Müşteriler tamircinin bu sıkıntısını görüyor ama ne olduğunu anlayamıyorlarmış.

Bir gün tamirci, yaşadığı mutsuzluğa dayanamamış. Altınları almış, zengin adama götürmüş:

- Bu altınları aldığım günden beri mutsuzum. Altınlarını al, mutluluğumu geri ver, demiş.

Altınları zengin adama verip, işine geri dönmüş. O günden sonra da mutlu mutlu yaşamış.

kaynak: Masal oku


BÖLÜM: Nağıl,