
Tembel Ahmet
Ziya Gökalp
Bir padişahın aşk yüzünden delirmiş bir oğluyla üç kızı vardı. Kızların düğün zamanı geçmeye başlamıştı. Bir gün, bu üç sultan, bostancıbaşıyı[1] çağırdılar. Her biri bir karpuz ısmarladı: Büyüğü, çok geçmiş bir karpuz; ortancası, az geçmiş bir karpuz; küçüğü, olgunlaşmış bir karpuz istedi. Bostancıbaşı, istenen karpuzları getirdi. Sultanlardan her biri, kendininkine adını yazarak karpuzları padişaha gönderdiler. Padişah karpuzları kesti, kızlarının bu bilmecelerindeki manaları anladı.
Padişah, önce büyük kızını çağırdı, "Seni bir gence mi vereyim, ergin ve olgun bir adama mı vereyim?" diye sordu. Büyük sultan, "Siz bilirsiniz padişahım!" diye cevap verdi. Padişah, bunu sağ vezirin oğluna verdi, düğünlerini yaptı. Sonra ortanca kızını çağırarak aynı soruyu sordu ve aynı cevabı aldı. Bunu da sol vezirin oğluna verdi. Sıra küçük kıza gelince ona da aynı soruyu sordu. Fakat küçük sultan, saraylara mahsus yapmacık nezakete gerek görmedi: "Şevketli[2] babacığım! Beni gence veriniz" dedi. Padişah bu cevaptan öfkelendi. Hemen tellallar çağırtarak nerede tembel, aciz, hımbıl bir genç varsa, haber verilmesini ilan ettirdi. Meğer fakir bir kadıncağızın, Tembel Ahmet adlı bir oğlu varmış. Yerinden kalkmaya bile üşenirmiş. Bunun kulübesini padişaha haber verdiler. Padişah, küçük kızını ceza olmak üzere bu gence verdi. Bunların da düğünü yapıldı.
آردینی اوخو/Ardını oxu